andım adını
vurmadan gün
baygın bakışlı tepelere
ötmeden horoz
ilk saniyelerinde şafağın
andım adını
artık gel Okumaya devam et
Kalbim Sana Gelecek
28 Salı Tem 2015
Posted Şiir
in28 Salı Tem 2015
Posted Şiir
inandım adını
vurmadan gün
baygın bakışlı tepelere
ötmeden horoz
ilk saniyelerinde şafağın
andım adını
artık gel Okumaya devam et
26 Pazar Tem 2015
Posted Politik Yazılar
inSayın Altan,
savaşların korkunç profilini iyi çiziyor ve haklı olarak savaşın sürmesini isteyenleri alçaklıkla suçluyorsunuz.
Nedense ‘Kurtuluş Savaşı’nı tenkit eden bir yazınızı okumadık. Aksine övdüğünüzü biliyoruz.
Yoksa o savaşta insanlar kollarını, bacaklarını, gözlerini yitirmemiş miydiler? Bu savaş süngerlerle mi yapılmıştı, kansız mı olmuştu?
Elbette savaşlar korkunç ve kötüdürler.
Ama biri gelse zorbalıkla evinize girse, sizi evinizden atmaya kalksa, hatta atsa ve üstüne üstlük anadilinizde konuşmanızı yasaklasa ne yaparsınız?
22 Çarşamba Tem 2015
Posted Şiir
in-İrfan Ala’nın (Ökkeş Karayiğit) anısına
kim bilir kaç kez
burun buruna gelmiştik
tez tez
18 Cumartesi Tem 2015
Posted Şiir
in
üşürüm gecelerin ayazında
yalnızım çıplağım
üstelik yüreğim sevdanda
sanki dize kadar buzda ayağım
yükseklere kar mı yağdı ne var
neden bu kadar gecikti bahar
17 Cuma Tem 2015
Posted Politik Yazılar
in
Albert Einstein, “Niçin Sosyalizm” başlıklı makalesine “Ekonomi ve sosyal konularda uzman olmayanlar, görüşlerini sosyalizm içinde açıklayıp uygulayabilirler mi?” diye sorarak başlar. Ve “Bunu türlü biçimlerde yapabileceklerine inanıyorum.” diyerek olumlu yanıtlar.
Sosyalizmi tüm diğer sistemlerden ayıran temel özellik budur. Sosyalizmden başka hiçbir sistem, sıradan insanların yönetim organlarının en tepe noktalarına tırmanmasına fırsat yaratmaz.
Gerçekten de sosyalizm, çeşitli dallarda uzmanlaşmamış sıradan insanların (işçilerin, ev kadınlarının, köylülerin) hem muhtelif konularda fikirlerini söyleyebildikleri, hem de uygulayabildikleri bir toplum biçimi olarak insanlığın hizmetindedir. Okumaya devam et
16 Perşembe Tem 2015
Posted Politik Yazılar
inSınıf savaşları, toplumların düzenlerini altüst eden karmaşık, çok yönlü ve değişken mücadelelerdir.
Bu kavganın belli bir evresini anlamak için, gelişim sürecini, toplumsal ilişkilerini (çatıştığı ve ittifaktaki güçler arasındaki ilişkileri) dolayısıyla vuku bulduğu coğrafi ve tarihi koşulları iyi incelemek gerekir.
Devrim ve karşı devrim, esas olarak ezen ve ezilen sınıflar arasında bütün azametiyle çeşitli biçimlerde sürer.